top of page
  • Yazarın fotoğrafıTifa

İçimizdeki İnsanı Yeniden İnşa Etme

Mimarlık, insanoğlunun yeryüzüne ilk bastığı adımla birlikte varlığını gösteren bir sanatın adıdır. Söz konusu sanat, içten gelerek insan hayatını tasvir etmeyi hedef edinmiş bir insanın eline yansıyan faktörlere bağlıdır. Churchill diyor ki “Biz binalarımızı şekillendiririz, sonra da onlar bizi şekillendirir (bize şekil verirler)”. Bunda ne yazık ki çoğumuzun – mimarlık sevdalısı olarak – dikkat etmediği önemli bir boyut var: insani boyut. Bu amaca uygun olarak her mimarlık öğrencisi, mimarlıkla uğraşan ya da uygulayanın içindeki insanı yeniden inşa etmesi gerektiği üzerine birkaç söz yazmak istiyorum. Çağdaş hayatımızın yoğun ve dolu olması, bu yoğunluk sırasında zaman zaman peşine düştüğümüz yön ve hedefleri kaybetmemize neden olabilir. Bunun üzerine, dinleme yetimiz kaybolur, doğayı dinlememiz, başkalarının isteyip de ayırt edemediklerini dinlememiz, ve en önemlisi kendimizi dinlememiz de kayba uğrar.


Yazının devamını okumak için

https://www.arkitera.com/gorus/icimizdeki-insani-yeniden-insa-etme/

29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Maddi bir varlık olarak mimarlıkla maddi olmayan felsefe ve inançlar arasındaki ilişki, ezelden beri tartışma konusu olmuştur. Bu bağlamı katmanlarıyla ele alan Muhammad Abdullatif’in deneme yazısı si

Sessizliğin olduğu yerde sesin, boşluğun olduğu yerde mekanın kıymeti bilinir. Yazının devamını okumak için https://www.arkitera.com/gorus/mimarlik-ve-muzik-uzerine/

Mimari kuramcılar “Tektonik: Mimarlığın sanatı”1 kavramını, binanın işlevi ve sanatsal tasarımıyla ilgili olan inşa sanatı olarak gördü. Gerçek anlamıyla yapı sanatı, mimarlığın bize bilinçli bir şeki

bottom of page